Karanlık bir gecede başladı yolculuk
Umutlar hayaller ve yaşanacak güzel günler
Sürükledi bizi bu sevda yoları
Yarını bekleyen güzel günlere.
Başta her şey güzeldi sanki
Günler ve geceler hep düşünce ile geçiyordu
İşte aşk diyebiliyordum
Ve ben seviyordum
Bunu anlamak bu kadar zormuydu ki
Gündüzleri yanımda geceleri rüyamda
Sevmek ne güzel şeymiş be
Anlayana bir hoş geliyordu
Bir yandan çiçekler gülüyordu
Bir yandanda bülbül neşe ile şarkı söylüyor
Sanki bütün doğa bizi alkışlıyordu
Bir şarkımız bile olmuştu bile
Sadece aşkımızı anlatan bir şarkı
Zaman gelince sahilde el ele tutuşmalar
Ne güzel bir sey bu hayat be
Aşık olmak ayrı bir şey sanki
Başlardık şimdiden hayaller kurmaya
Yarınlar sanki bizim için vardı
Bir yuva kurmuştuk gecenin karanlığına
Mutluluk sadece bize aitti.
Günler geceler hep böyle geçti
Ama ben bir şeyi öğrenmeyi daha
Acı gerçekleri unutmuştum
Acıları ve mutsuzluğu unutmuştuk!
Ve günler geldi çattı bir kere
Kurtulana helal olsun
Bir yandan kavgalar bir yardanda bağrışmalar
Bu nedir ya anlamadım
Ve anlamadan o güzel günler bitti
Anlamadım Anlayamadım...
Bir kurşun yarası gibi kalbimden vurdu
Ölmek bu muydu? sanki
Ölmek bence daha güzel olmalı
Ama ayrılık ölümden daha acı bir son
Şimdi bütün şarkılar benim oldu
Sanki beni anlatmaya başladı
Geceler sadece karanlığın değil
Bir de karanlığa arkadaş oldum,
Güller artık gülmüyor
Bülbül ağlamaktan gözlerini kaybetti
Ve ben...
Ben ayrılığın kelepçesini giydim
Ve mutluluğu olmayan bir hapse girdim
Kaybettim umutlarımı
Ve kendimi yalnızlığa mahkum ettim
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ah Ulan Rıza
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Madara olduk meyhaneye!
Ah eşşek kafam benim,
Nasıl da güvendim bu hergeleye!
Gelse, balığa çıkacaktık,
Ne çekersek kızartıp birayla yutacaktık.
Kafamız tam olunca, şarkılar döktürüp
Enteresan hayâllere dalacaktık.
Bu sandalı geçen hafta denk getirip
Çalıntıdan düşürdük.
Arkadaşlar ısrar etti,
Biz de, iyi olur, bize uyar diye düşündük.
Saat sekizde gelecekti,
Bana birkaç milyon borç verecekti.
Yoksa o nemrut karısı kaçtı da
Onun peşinden mi gitti?
Eğer öyleyse yandık,
Gudubet gene yaptı yapacağını!
Geçen sene de merdivenden itip
Kırmıştı Rıza'nın bacağını.
Abi, kadında boy şu kadar;
Kalça fırıldak, göz patlak, kafa çatlak!
Korkuyorum, bir gün ya kendini asacak,
Ya horlarken Rıza'yı boğacak!
Bak, şimdi acıdım, aşkolsun adama,
Ben olsam, vallahi baş edemem! ..
Hele beş tane velet var ki boy-boy,
Allah'tan düşmanıma dilemem!
Aslında iyi çocuktur Rıza, efendi huyludur,
Herkesin suyuna gider.
Yoksa, kalıba vursan hani,
Tek başına on tane adam eder!
Bir keresinde, hiç unutmam
Üç-beş zibidi haraca dadandı;
Rıza, sandalyeyi kaptığı gibi
Herifleri hastaneye kadar kovaladı!
Aynı mahallede büyüdük, aynı kızları sevdik,
Aynı kafadaydık.
Orta ikiden bıraktık, matematik ağır geliyordu,
Biz, başka havadaydık.
Aynı gömleği giyer, aynı sigaraya takılır,
Aynı takımı tutardık.
Fener'in her maçına iddialaşıp
Millete az mı yemek ısmarladık! ..
Bir tek askerde ayrıldık,
Bana Bornova düştü, ona Gelibolu.
Döner dönmez evlendirdiler,
En büyük salaklığı da bu oldu! ..
Bense hiç düşünmedim, zaten param yoktu.
Hep tek tabanca gezdim.
Benim beğendiğimi anam istemedi,
Onun gösterdiğini ben sevmedim.
Neyse, bunlar derin mevzu...
Anlaşıldı, bu herif artık gelmeyecek.
Ufaktan yol alayım
Anam evde yalnız, şimdi merağından ölecek! ..
Gittim, vurup kafayı yattım;
Rüyamda gördüm, gülümseyerek geldiğini.
Ne bilirdim, yolda kamyon çarpıp
Hastaneye kavuşmadan can verdiğini! ..
Vay be Rıza! ..
Sonunda sen de düşüp gittin Azrail'in peşine!
Dün, boşuna günahını almışım,
Ne olur, kızma bu kardeşine!
Öğlen kahvede söylediler, Rıza öldü, dediler
Ne kolay söylediler!
Sanki dev bir taş ocağını
Kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler!
Ah dostum... o kocaman gövdene
O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler?
O zalim tabutun tahtalarını
Senin üstüne nasıl böyle çivilediler?
Yani sen şimdi gittin, yani yoksun,
Yani bir daha olmayacak mısın?
Yani bir daha borç vermeyecek,
Bir daha bira ısmarlamayacak mısın?
Peki, beni kim kızdıracak,
Kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak?
Peki, beni bu köhne dünyada
Senin anladığın kadar kim anlayacak?
Ulan Rıza... ne hayâllerimiz vardı oysa,
Ne acayip şeyler yapacaktık...
Totoyu bulunca dükkân açacak,
Adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık.
Talih yüzümüze gülecekti be! ..
Karıyı boşayıp sıfır mersedes alacaktık.
Hafta sonu iki yavru kapıp
Boğaz yolunda o biçim fiyaka atacaktık!
Ah ulan Rıza... bu mahallenin,
Nesini beğenmedin de öte yere taşındın?
Ara sıra gıcıklaşırdın ama inan ki,
Benim en kıral arkadaşımdın! ..
Ah ulan Rıza... ben şimdi,
Bu koca deryada tek başıma ne halt ederim?
Senden ayrılacağımı sanma,
Bir kaç güne kalmaz, ben de gelirim! ..